Prof. Dr. Orhan Küçük' ün basın açıklaması

Eğitim Mil Sen Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Orhan Küçük, salgın döneminde okullar, aileler ve öğrencilerin özverili bir süreç geçirdiğini, bu dikkat ve özenin azalmadan önümüzdeki süreçte de devam etmesi gereğini vurgulayarak bazı değerlendirmelerde bulundu


Prof. Dr. Orhan Küçük' ün basın açıklaması

Eğitim Mil Sen Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Orhan Küçük, salgın döneminde okullar, aileler ve öğrencilerin özverili bir süreç geçirdiğini, bu dikkat ve özenin azalmadan önümüzdeki süreçte de devam etmesi gereğini vurgulayarak bazı değerlendirmelerde bulundu.

Salgın sürecinde çocuklarımız evden derslerini takip ettiler. Öğretmenler her ne kadar uzaktan öğrencileri ile iletişim kursalar, ders anlatsalar bazı önerilerde, telkinlerde bulunsalar da, yüzyüze eğitimin ciddiyetini, tesirini bu şekilde sağlamak çok zor olacaktır. Bu süreçte öğrencilerimizde ister istemez dikkat dağınıklıkları, derse odaklanma sorunları, planlama bozuklukları ve belki en kötüsü teknoloji bağımlılığı ortaya çıkabilmiştir.

Pandemi sürecinin öğrenciler üzerindeki olumsuz etkilerine değinen Eğitim Mil Sen Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Orhan Küçük, öğrencilere yönelik bazı önerileri de şöyle sıraladı:

* Salgın durumunu ciddiye almalı, yok sayarak, çocuklarımızdan gerçekleri bütünüyle gizleyerek gereksiz korkulara neden olmamalıyız.

* Sürecin çocuklarımızın psikolojisini olumsuz etkilememesi için onlara destek olmalı, biraz daha fazla zaman ayırmaya gayret etmeliyiz.

* Özellikle akademisyen/öğretmen ebeveynler kendileri de bilgisayarda uzaktan derslerine odaklanıp, çocuklarını ihmal etmemeliler.

* Ders uygulamalarını takip etmeli, çocukların buna uyup uymadıklarını kontrol etmeliyiz.

* Teknoloji bağımlılığı konusunu hafife almadan fakat içinden çıkılmaz bir durum olarak da değerlendirmeden, anlaşarak, anlatarak azaltmalı ve kademeli olarak sonlandırmalıyız.

* Çocukların hareketsiz kalma durumlarına dikkat etmeli, tedbirler almalıyız.

* Lise belki üniversite çağlarındaki öğrencilerin salgını umursamama veya küçük görme gibi tavırlarının olabileceğini düşünerek buna göre gerekli görüşmeleri yapmalı, işin ciddiyetini anlatmalıyız.

* Psikoloji, bağımlılık gibi hususların bir uzmanlık dalı olduğunu iyi kavrayarak uzmanlardan fikir almalı, bunu çocuklarımız ve öğrencilerimizin durumuna göre uyarlamalıyız.

Son olarak yöneticilerimize de şu hatırlatmayı yapayım diyen Prof. Küçük; “Çalışan anne ve babalar için çocukların evde kalıyor olmalarının getireceği problemler ve buna bağlı evsel olumsuzluklar yetkililer tarafından iyi değerlendirilmelidir.” Diyerek sözlerini tamamladı